Joker - Film İncelemesi

Uzun zamandır merakla beklenen Joker geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. ABD'li yönetmen Todd Phillips tarafından yönetilen filmin başrolünde Joaquin Phoenix yer alıyor. Ayrıca Robert De Niro da filmin kadrosunda bulunuyor. Joker, Ekim ayı açılış rekorunu, Venom'u geçerek kırmayı başardı. 2 saat 2 dakika uzunluğundaki filmin IMDb puanı şu an 9,0.


Geçmişten günümüze Joker karakterini birçok usta aktör canlandırdı. Jack Nicholson, Cesar Romero ve Jared Leto bunlardan bazıları. Ancak öyle bir isim vardı ki performansıyla herkesi kendine hayran bıraktı. Heath Ledger. Öyle ki bu performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar ödülü kazandı. Fakat 2008 yılında hayatını kaybettiği için bu ödülü kazandığını göremedi. Heath Ledger karakterle o kadar özdeşleşti ki, ondan sonra Joker'i canlandıracak herkes bu baskıyı hissedecekti. Heath Ledger'dan sonra beyaz perdede ilk kez Suicide Squad filminde Jared Leto "Joker" oldu. Film beklentileri pek karşılayamadı ve Jared Leto'nun da birçok sahnesi kesildiği için iz bırakamadı. Ve en sonunda Joker'e solo film çıkması kararlaştırıldı, başrol için ise Joaquin Phoenix seçildi. Herkesin aklında yine o malum soru geldi. Heath Ledger kadar iyi olabilecek miydi? Benim fikrime göre Joaquin Phoenix gerçekten iyi bir iş çıkarmış. Joker'in zihinsel problemlerini, duygularını, iç dünyasını bize yansıtmayı ve izleyici etkilemeyi başarmış. Gülüşü bile, özel olarak çalıştığını ve karaktere ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Oscar ödülüne aday olması kesin gözüyle bakılıyor. Bakalım kazanabilecek mi?


Gelelim filme. Joker, günümüzde izlemeye alışık olduğumuz çizgi roman uyarlamalarının aksine, yavaş tempoda ilerleyen ve karakterin psikolojisine odaklanan bir film. Kendi adıma konuşacak olursam ben, yavaş ilerleyen filmleri ve dram filmlerini pek izlemem. Filme bu doğrultuda beklentilerimi ayarlayarak gittim ve gerçekten beğendim. Joker'in en büyük artısı Joaquin Phoenix olmuş. Onun iyi oyunculuğuyla birlikte, hem Joker'in hayatının hem de genel olarak Gotham şehrinin karanlık atmosferi de etkileyiciydi. Hangover gibi eğlenceli filmlerin yönetmeni olan Todd Phillips bu filmde bambaşka bir atmosfer sunuyor. Müzik kullanımı ise sahnelerle uyumluydu. Filmin başından sonuna, Arthur Fleck'in yaşadığı tramvalarla birlikte Joker'e dönüşümü güzel işlenmişti. Tabii Arthur'un yaptıklarını, her ne kadar akıl hastalığı olsa da, hayatta ona her zaman kötü davranılmış olsa da onaylayamayız. O, DC evreninde bir kötü adam. Bu açıdan filmin verdiği mesajları yanlış anlamamak gerekir. Sonuç olarak ben Joker'i beğendim, iyi bir film olmuş.


Hayatımın bir trajedi olduğunu düşünürdüm. Ancak şimdi farkediyorum ki, hayatım bir komedi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TITANIC - Film İncelemesi

GIFTED - Film İncelemesi

ZAMAN MAKİNESİ - Kitap İncelemesi