BİZ - Kitap İncelemesi

Biz, Rus yazar Yevgeni İvanoviç Zamyatin tarafından 1920 yılında yazılan distopik bir romandır. İlk olarak 1924 yılında İngiltere'de yayınlanmış olan roman, 1988 yılında ise kendi dilinde ilk kez yayınlandı. Biz, kendisinden sonra çıkan birçok distopik roman için esin kaynağı olmuştur. Bahsedeceğim baskı Altıkırbeş Yayınları tarafından yapılmış ve Ümit Kayalıoğlu tarafından çevrilmiş. Sayfa sayısı ise 300.


Yazar: Yevgeni Zamyatin 1884 yılında Rusya'da doğdu. 1908 yılında ilk hikayesi olan "Yalnız", bir dergide yayınlandı. 1920'de en çok ses getiren ve batı edebiyatında ilk ütopya karşıtı roman olarak nitelendirilen "Biz" adlı romanı yazdı. Bu eserin, George Orwell'in ünlü 1984 adlı kitabının esin kaynağı olduğu söylenmekte. 

Kitabın Konusu: Herkesin numaralarla adlandırıldığı ve her an dinlenip gözetlendiği bir ülkede, Tek Devlet'in komşu gezegenlere ulaşmak için yaptırdığı uzay gemisinin çalışmalarına katılan bir mühendis günlük tutmaktadır. Yeni sistemin yararlı ve iyi olmasının övgüsüyle başlayan günlük, yavaş yavaş bu yeni sistemin matematiksel ve kusursuz düzeninin sorgulanmasına dönüşür. Ana karakterimiz mühendis olan d-503'tür. I-330 ile tanışır ve duyguların olmadığı bu yeni dünyayı sorgulamaya başlar. 

Yorum: George Orwell'in 1984 adlı kitabını severek okuduktan sonra, arkadaşımın tavsiyesi ile bu kitapla tanıştım. Meğer "Biz", 1984'ün esin kaynağıymış. Kitap ana karakterin tuttuğu günlükler şeklinde ilerliyor. Bu durum kitabın çok akıcı olmasını sağlamış. Olayların yaşandığı dünya çok güzel tasvir edilmiş. Zaman zaman çok etkilendiğim cümleler oldu. Karakterlere isimler yerine sayılar ile hitap ediliyor çünkü yaşadıkları dünya onları özgür bireyler olmaktan çıkarıp makineler haline getirmiş. İnsanlar sevgi vb. duygulara çok yabancılar. Özgür olmak, ne yapacağına kendi karar vermek, ne zaman isterse o zaman yemek yemek, o zaman gezmek, istediği kişiyle beraber olmak, kitabımızdaki insanlar için yalnızca çok eski zamanlarda yaşamış insanların hayvani yaşam biçimlerinden ibaret. Onların işe gitme, yemek yeme, yürüyüşe çıkma gibi en basit işleri bile saati saatine planlı. Kadınlar ve erkekler yalnızca pembe bilet sayesinde ilişki yaşayabiliyorlar. Bu bilet ile bir saat boyunca perdeleri kapatabiliyorlar. Onun haricindeki zamanlarda tüm hanelerin perdesi açık ve özel hayat denen bir şey yok. Ana karakterimizin I-330 ile tanışıp ona aşık olduğunu keşfetmesi ve başlarda bunu bir hastalık olarak görmesi kitapta çok güzel yansıtılmıştı. Genel olarak kitabı beğendiğimi söyleyip yazımı bitiriyorum. Yeni incelemelerde görüşmek dileğiyle...

"Gözleri parıldadı, iki küçük keskin matkap; bunlar çok yavaş dönüyor, gitgide daha derine iniyorlar. Öyle görünüyor ki her an dibe ulaşıp orada kendime bile itiraf etmeye cesaret edemediğim bir şeyi görecekler."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TITANIC - Film İncelemesi

GIFTED - Film İncelemesi

ZAMAN MAKİNESİ - Kitap İncelemesi