KARAKOMİK FİLMLER - Film İncelemesi
Cem Yılmaz'ın yeni projesi Karakomik Filmler geçtiğimiz Cuma günü vizyona girdi. Sinema için yeni bir tarz getiren Karakomik Filmler, izleyiciye tek biletle iki farklı film izleme şansı sunuyor. Bu filmlerden ilki kadrosunda Cem Yılmaz, Zafer Algöz, Uraz Kaygılaroğlu ve Ozan Güven gibi isimlerin bulunduğu "2 Arada". Diğeri ise, yine Cem Yılmaz'ın yanı sıra Can Yılmaz, Necip Memili, Özkan Uğur, Zafer Algöz ve Nilperi Şahinkaya'nın rol aldığı "Kaçamak". Cem Yılmaz iki filmi de kendi yazıyor ve yine kendi yönetiyor.
2 Arada, arabalı vapurda garsonluk yapan "Ayzek" lakaplı Metin Arıcı'nın yaşadıklarına değiniyor. Ayzek, dişleri yüzünden kendini eksik hisseden, sevdiği kızın onu kullandığı, hayatı zorluklarla geçen, hafif saf ama bir o kadar samimi bir insandır. Gemide yaşanan bazı sıkıntılar ve sevdiği kız yüzünden hayal kırıklığına uğraması gibi sebeplerle Ayzek kendini tanıyamayacak hale gelir.
Cem Yılmaz, 2 Arada ile bugüne kadarki tarzından farklı bir iş denemiş. İçinde güldüren espriler de bulunan film, daha çok dram ögesi içeriyor. Ayzek karakteri gerçekten iyi yazılmış. İzlerken onunla bağ kuruyorsunuz ve yaşadıklarına hem üzülüyor hem de yaptığı bazı şeylere kızıyorsunuz. Filmde kullanılan çekim açıları ve müzikler gayet güzeldi. Cem Yılmaz'ın hem oyunculuk hem de yönetmenlik performansını beğendim. Diğer oyuncular için ise çok bir şey söyleyemem çünkü filmin kısalığı ve daha çok Ayzek'e odaklanması diğer oyuncuların kendini çok gösterememesine neden olmuş. Cem Yılmaz'dan böyle farklı bir iş izlemek keyifliydi. Ayrıca filmdeki G.O.R.A göndermesi de o filmi çok seven biri olarak beni mutlu etti.
İkinci film olan Kaçamak ise, dört yakın arkadaşın hafta sonu kaçamaklarının uzay gemisi ziyaretiyle bölünmesini konu alıyor. Uzay gemisinin gelmesiyle ABD ordusu ve NASA'dan görevliler olaya el koyuyor. Dört kafadar ve gittikleri otelin sahibi Alpay, gemide bulunduğu iddia edilen değerli maden Kaliforniyum'un peşine düşüyorlar.
2 Arada'yı izledikten sonra Cem Yılmaz'ın kendi tarzına dönüş yaptığı "Kaçamak" geliyor. Bu filmin ikinci sıraya konması iyi bir tercih olmuş. Çünkü ilk film daha çok duygulara odaklanıp ağır tempoda geçerken, bu film Cem Yılmaz'dan bekleneni yapıp gaza basıyor, izleyiciyi epey güldürüyor ve salondan keyifli ayrılıyorsunuz. Görsel efektler çok başarılı. Oyunculuklar ve yönetmenlik iyi. Espriler yerinde ve güldürüyor. Film, Independence Day, Arrival gibi filmlere keyifli göndermeler yapıyor. Bilim kurgu filmlerindeki ordu- bilim insanı çekişmesi, NASA yetkilisinin "nerd" yardımcısı, olaylar yaşandıktan sonra ana karakterin battaniyeye sarılıp kahve içmesi gibi büyük klişelere değiniyor. Bir sinemasever olarak bu detayları görmek beni çok mutlu etti. Tabii ki bir film olarak baktığınızda kurguda vs. bazı sıkıntılar var ve filmin kısa olması karakter gelişimi ve olayların yaşanması yüzeysel kalıyor. Ancak Cem Yılmaz sinemasını seviyorsanız ve gülmek istiyorsanız bence "Kaçamak" izlemek isteyeceğiniz başarılı bir film. Son olarak değinmek istediğim nokta şu ki: iki film de aynı evrende geçiyor ve birbirine çok güzel bağlanıyor.
Cem Yılmaz, Türkiye'de daha önce denenmemiş işler deniyor, prodüksiyona ve görsel efektlere ülkemizde alışık olmadığımız kadar önem veriyor. Bu yüzden gerçekten takdir edilmesi gerekiyor. Filmlerinde aynı oyuncuları oynattığı için eleştiriliyor ama bence bu işi sevdiği insanlarla ve arkadaş ortamında yapması filmlere çok daha pozitif bir etki katıyor. Ayrıca "Cem Yılmaz" sineması denen bir kavram yaratıyor. Sinemamızda bu kadar farklı işler deneyen yok. Eğer ülkemizde bu sektörün gelişmesini istiyorsak Cem Yılmaz gibi değerlere daha çok ihtiyacımız var.
2 Arada, arabalı vapurda garsonluk yapan "Ayzek" lakaplı Metin Arıcı'nın yaşadıklarına değiniyor. Ayzek, dişleri yüzünden kendini eksik hisseden, sevdiği kızın onu kullandığı, hayatı zorluklarla geçen, hafif saf ama bir o kadar samimi bir insandır. Gemide yaşanan bazı sıkıntılar ve sevdiği kız yüzünden hayal kırıklığına uğraması gibi sebeplerle Ayzek kendini tanıyamayacak hale gelir.
Cem Yılmaz, 2 Arada ile bugüne kadarki tarzından farklı bir iş denemiş. İçinde güldüren espriler de bulunan film, daha çok dram ögesi içeriyor. Ayzek karakteri gerçekten iyi yazılmış. İzlerken onunla bağ kuruyorsunuz ve yaşadıklarına hem üzülüyor hem de yaptığı bazı şeylere kızıyorsunuz. Filmde kullanılan çekim açıları ve müzikler gayet güzeldi. Cem Yılmaz'ın hem oyunculuk hem de yönetmenlik performansını beğendim. Diğer oyuncular için ise çok bir şey söyleyemem çünkü filmin kısalığı ve daha çok Ayzek'e odaklanması diğer oyuncuların kendini çok gösterememesine neden olmuş. Cem Yılmaz'dan böyle farklı bir iş izlemek keyifliydi. Ayrıca filmdeki G.O.R.A göndermesi de o filmi çok seven biri olarak beni mutlu etti.
İkinci film olan Kaçamak ise, dört yakın arkadaşın hafta sonu kaçamaklarının uzay gemisi ziyaretiyle bölünmesini konu alıyor. Uzay gemisinin gelmesiyle ABD ordusu ve NASA'dan görevliler olaya el koyuyor. Dört kafadar ve gittikleri otelin sahibi Alpay, gemide bulunduğu iddia edilen değerli maden Kaliforniyum'un peşine düşüyorlar.
2 Arada'yı izledikten sonra Cem Yılmaz'ın kendi tarzına dönüş yaptığı "Kaçamak" geliyor. Bu filmin ikinci sıraya konması iyi bir tercih olmuş. Çünkü ilk film daha çok duygulara odaklanıp ağır tempoda geçerken, bu film Cem Yılmaz'dan bekleneni yapıp gaza basıyor, izleyiciyi epey güldürüyor ve salondan keyifli ayrılıyorsunuz. Görsel efektler çok başarılı. Oyunculuklar ve yönetmenlik iyi. Espriler yerinde ve güldürüyor. Film, Independence Day, Arrival gibi filmlere keyifli göndermeler yapıyor. Bilim kurgu filmlerindeki ordu- bilim insanı çekişmesi, NASA yetkilisinin "nerd" yardımcısı, olaylar yaşandıktan sonra ana karakterin battaniyeye sarılıp kahve içmesi gibi büyük klişelere değiniyor. Bir sinemasever olarak bu detayları görmek beni çok mutlu etti. Tabii ki bir film olarak baktığınızda kurguda vs. bazı sıkıntılar var ve filmin kısa olması karakter gelişimi ve olayların yaşanması yüzeysel kalıyor. Ancak Cem Yılmaz sinemasını seviyorsanız ve gülmek istiyorsanız bence "Kaçamak" izlemek isteyeceğiniz başarılı bir film. Son olarak değinmek istediğim nokta şu ki: iki film de aynı evrende geçiyor ve birbirine çok güzel bağlanıyor.
Cem Yılmaz, Türkiye'de daha önce denenmemiş işler deniyor, prodüksiyona ve görsel efektlere ülkemizde alışık olmadığımız kadar önem veriyor. Bu yüzden gerçekten takdir edilmesi gerekiyor. Filmlerinde aynı oyuncuları oynattığı için eleştiriliyor ama bence bu işi sevdiği insanlarla ve arkadaş ortamında yapması filmlere çok daha pozitif bir etki katıyor. Ayrıca "Cem Yılmaz" sineması denen bir kavram yaratıyor. Sinemamızda bu kadar farklı işler deneyen yok. Eğer ülkemizde bu sektörün gelişmesini istiyorsak Cem Yılmaz gibi değerlere daha çok ihtiyacımız var.
Yorumlar
Yorum Gönder